Anarşist tutsak Dimitris Hacıvasilyadis, Türkiye ve Yunanistan’daki siyasi tutsaklarla dayanışmak için açlık grevine başladı

Anarşist tutsak Dimitris Hacıvasilyadis, Türkiye ve Yunanistan’daki siyasi tutsaklarla dayanışma amacıyla ve Yunanistan başbakanı Miçotakis’in bugün İstanbul’a olan ziyareti üzerine 11-18 Mart tarihleri arasında açlık grevine başladı. Dimitris’in duyurusunu, Act for Freedom projesinin çevirisiyle sizlerle paylaşıyoruz:

13 Mart’ta Mitçodakis Erdoğan ile bir görüşmede bulunacak. Bundan tam 2 yıl önce Miçotakis hükümeti, 19 Mart’ta Türkiye sınırlarını göçmenlere kapatmanın karşılığı olarak Türkiyeli 11 devrimciyi tutsak etmişti.
Yunan mahkemeleri tarafından yalnızca Avrupa’nın “terörizm” listesi gerekçesiyle 11 siper yoldaşımız toplamda 333 yıl hapis cezası almıştır. Çipras’ın Erdoğan’la yaptığı son görüşme olan 4 Aralık 2017’de Yunan hükümeti, görüşme öncesinde işkencelerle gözaltına alınıp tutuklanan 9 devrimcinin tutsaklığının müjdesini faşist Türk iktidarına vermişti. Ki bu devrimciler 18 aylık tutsaklıklarının ardından özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Hem Yunan hem de Türk devletleri halkların devrimci mücadelesine karşı iyi işbirlikçilerdir. Hem Yunan hem de Türk devletleri NATO Emperyalistlerinin ön saflarında beraber bulunan ortaklardır. Türk Asker-Devleti, NATO terörizminin Ortadoğu, Akdeniz ve Karadeniz’deki ayrıt noktasını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, cihatçı faşizmin de taşeronluğunu yapmaktadır. TC faşizminin Irak ve Suriye’deki sömürgeci faaliyetleri, tüm emperyalist güçlerin karşı-devrimci işbirliğine ve ABD’nin emperyalist politikalarına yol yapmaktadır. TC faşizminin Efrin’i işgali, bu bölgede gerçekleştirilen etnik temizlik, işlenen cinayetler, kaçırılan insanlar ve tecavüzler Istanbul Fener Rum Patriğinin lütfuyla beraber gerçekleştirilmiştir. Irak Kürdistanı’nın dağlarında TC ordusu, Kürt gerillasına karşı yürütülen savaşın temellerini yok etmek için çaresizce kimyasal silahlar kullanmaktadır. Ama kimyasal ve nükleer silahları “keşfedip”, “demokrasinin” bayrağını sallayan NATO’lu müttefikler her ne zaman TC bir bölgeyi işgal edip bir rejimi değiştirmek isterse, görmemiş gibi yaparak faşizmi silahlandırmaya ve devrimcileri tutuklayarak zulme devam etmektedirler.


Yunan devleti, Avrupa kapitalizminin doğu sınırlarında NATO asker-devletinin ileri karakolluğunu yapmaktadır. Amerikan asker-devletinin ve Merkez-Avrupa’nın sermayesinin Yunan topraklarındaki hakimiyeti yıldan yıla derinleşmektedir. Ancak Yunan ve TC Devleti’nin emsalsiz karşı-devrimci işbirliği sadece bugüne dair değildir. 1998’de Yunan hükümeti, NATO’nun Suriye’ye karşı seferberliğinin ardından Abdullah Öcalan’ı Türk ve Amerikan ajanlarına teslim etmişti. Kürt Özgürlük Hareketi lideri ağır tecrit koşulları altında zindanda bulunurken diğer Kürt ve Türk devrimcilerin ise başlarına ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından ödül koyulmuştur.


Bugün TC’nin hapishanelerinde kamuya açık yargılamalar ve savunmalar olmaksızın uzaktan gerçekleşen yargılamalara(SEGBİS), yıllara varan tecrite ve tedavisiz hastalık koşullarındaki politik tutsaklara uygulanan katliamcı tutsaklık politikalarına karşı ardı ardına açlık grevleri yapılmaktadır. Ancak Yunan Devletiyse Türk ve Kürt devrimcileri rehin olarak tutmaya devam etmektedir. 13 Mart’ta Yunan ve Türk burjuvazisinin liderleri, Doğu Akdeniz’deki emperyalist, tekelci enerji kaynakları ve akımlarının sömürüsünden elde edecekleri paylar üzerinde pazarlık yapmak üzere bir araya gelecekler.


Daha yeni Ukrayna toprakları için olan savaşa NATO’nun katılımında aktif rol oynadılar. Görüşmenin gerçekleşeceği gün hem Yunan ve hem de Türk milliyetçiliği “düşman türklere” ve “düşman yunanlara” karşı çığırtkanlık yapıyor olacak. Yunanlar, Türkler, sömürülen göçmenler, birbirimizden ayrılacak hiçbir şeyimiz yoktur. Patronlar için savaşmayalım.


Türk-Yunan sınırının iki tarafında ortak bir devrimci cephe kuralım.


Milliyetçi ve rekabetçi savaşın önüne set çekelim.


NATO askeri devletini Yunan-Türk topraklarında adım atamayacak hale getirelim.


Ortak karşı-devrimci politikaları ter yüz edelim.


TC topraklarındaki devrimci mücadeleyi destekleyelim.


Yunanistanı, zulüm gören Kürt halkına, baskı altındaki Türkiye Devrimci Hareketine ve gurbetteki göçmenlere açık; dostluğun ve misafirperverliğin diyarı olarak savunalım.


Yunan Devleti tarafından rehin olarak tutulan 11 Türkiyeli Devrimciye Özgürlük!


Patronların Pazarlarına Karşı Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi!


Unutmayalım ki 13 Mart gibi benzeri bir görüşmenin ardından önceki Yunan Hükümeti TDH’ye saldırmıştır.
Avrupa Birliği’nin desteğiyle emperyalist hudut bölgesi jandarmalarının karşı-devrimci ve karşı-mülteci alışverişlerinde, 4 Mart 2020’de Meriç Nehri’nde Yunan Polisi’nin açtığı ateşle katledilen Pakistanlı Muhammed
Gülzar’ı ve Suriyeli Muhammed El-Arap’ı unutmuyoruz.


Dimitris Hacıvasilyadis


11 Mart 2022