Urfa’da faaliyet gösteren Uğur Tekstil’de sendika üyesi oldukları için işten atılan işçiler 2021 Kasım ayından beri sürdürdükleri direnişlerini sonlandırdıklarını açıkladı.

Uğur Tekstil işçileri 20 Kasım 2021 tarihinde direnişe başlamışlardı. 97 sendika üyesi işçi, patron tarafından sendika başkan vekili ile tartıştıkları gerekçesiyle fabrikadan jandarma zoruyla çıkarılmış, aynı günün akşamında da işçilere mesaj yoluyla işten çıkarıldıkları bildirilmişti. Eski DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen de aynı gün görevden alındığını öğrendiğini duyurmuştu.

Türkmen, direnişin başlarında işçilerle gerçekleştirilen toplantıda “Dün karşımızda fabrika yönetimi vardı. Bugün aynı zamanda karşımızda onunla işbirliği yaparak sendika üyesi işçileri yüz üstü bırakan bir sendika yönetimi var. Hem patrona hem de bu sendikal anlayışa karşı birliğimizi korumak zorundayız” demişti.

Direniş sürecinde işçiler Uğur Tekstil patronunun isimlerini kara listeye aldırarak başka iş yerlerinde iş bulmalarına engel olduklarını açıklamışlardı. İş bulması engellenen Uğur Tekstil işçilerinden Sedat Asan, sanayi bölgesinde gittiği inşaatta çatıdan düşerek yaşamını yitirdi.

Aylardır direnişlerini sürdüren işçiler, bugün yaptıkları açıklamayla direnişlerini sona erdirdiklerini açıkladı. “Kazanamadık. Bundan sonra sadece hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz Ama yenilmedik de. Sonuna kadar haklı ve onurlu bir mücadele verdik.” diyen işçilerin sosyal medya hesabından yaptıkları açıklama şöyle:

“Bütün kamuoyuna üzülerek duyuruyoruz.

Artık eylemlerimize son veriyoruz ve Direnişimizi bitiriyoruz. Kazanamadık. Bundan sonra sadece hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama yenilmedik de. Sonuna kadar haklı ve onurlu bir mücadele verdik.

İşçi sınıfımız için derslerle dolu, tarihin onurlu sayfalarında yer alacak büyük bir direniş gerçekleştirdik. Dostumuzu düşmanımızı tanıdık. Patronların oyunları, Satılmış sarı sendikanın ihaneti ve yalanlarıyla  başa çıkamadık, bu bize dert oldu.

Ama biz de onlara boyun eğmedik, bu da onlara dert olsun.

Sendikalı olduğumuz için 18 kasım 2021’de 97 işçi jandarma zoruyla işten çıkarıldık. İsimlerimiz kara listeye alınarak bütün fabrikalara dağıtıldı, iş bulmamız, eve ekmek goturmemiz engellendi, sosyal ölüme terk edildik.

Kara liste yüzünden bildiği meslek olan tekstil firmalarında iş bulamayıp çatı işine giden Sedat Aslan arkadaşımız çalışırken çatıdan düşerek hayatını kaybetti.  29 yaşındaki Sedat Aslan arkadaşımız geride en küçüğü 7 aylık olmak üzere 3 çocuk bıraktı.

İşten atılmamızda patronla işbirliği yapan sendikamız DİSK/Tekstil bizim için tek bir açıklama dahi yapmadı, telefonlarımızı açmadılar, hiç bir sendika yöneticisi tek bir eylemimize dahi katılmadı. Bize sahip çıkmak bir yana, işçilere açıktan ihanet ederek patrona destek oldular.

DİSK/Tekstil genel başkan vekili M. Ali Başak patronun mahkemeye sunduğu tanık listesinde yer alarak işçilere karşı şahitlik yapmaktan bile utanmadı. Sendika genel merkezi mahkemenin istediği üyelik bilgilerini pul parasını bahene ederek uzun süre göndermedi.

Biz artık bundan daha fazla alçalamazlar, cesaret edemezler, sonuçta DİSK’e bağlı bir sendika, DİSK yönetimi buna izin vermez, bu kadarına göz yummazlar diye düşünürken, daha beterini yaptılar.

Kazım Doğan ve Genel Sekreterin imzasıyla mahkemeye gönderdikleri yazıda işten atıldığımız tarihte sendikanın 160 üyesi olduğu halde sadece 53 üye olduğunu ve biz atıldıktan sonra üye sayısının arttığını söylediler. Kendi üyesi işçiler davayı kaybetsin diye patronun isteğiyle mahkemeyi yanıltmak için böyle bir yalanı böyle bir alçaklığı bile yaptılar.

Sadece bu mu? Bununla da yetinmediler. Bizler, BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen’in ve küresel sendika temsilcisi Kuvvet Lordoğlu’nun yardımıyla işe dönmek için Zara’ya raporlar yazarken,DİSK/Tekstil genel başkanı Kazım Doğan Zara’ya bizi işe almaması için yazı bile yazdı.

Bütün bu alçaklığı bu ihaneti belgeleriyle kamuoyuna açıkladık.  DİSK merkezine, DİSK genel başkanı sayın Arzu ÇERKEZKOĞLU’na, sayın Remzi Çalışkan’a ve DİSK’e bağlı bütün sendikalara bu olanları anlatan dilekçe gönderdik. Ama ne bir geri dönüş ne de tek bir açıklama yapıldı.

Her şeye rağmen verdiğimiz mücadele sonucunda küresel sendika industriall ve Zara markasının da çabasıyla Hayri Uğur Tekstil patronu geri adım atarak işçileri işe alacağını açıkladı. Şu ana kadar işe dönen 65 civarında arkadaşımız bu mücadele sayesinde işe alındılar.

İşçiler işe alınmasın ve davalarını da kaybetsinler diye açıktan işçilere ihanet eden
DİSK/Tekstil şimdi de utanmadan işe dönen işçileri kendi başarısı gibi gösteriyor. Davasından çaresizce feragat edip işe dönen arkadaşlarımıza asla kırgın ve küs değiliz.

En son 31 işçi ile birlikte Uğur Tekstil’in çağrısına, küresel sendikanin ve markanın verdiği garantiye güvenerek 1 Nisan’da fabrikaya gittik. Bazı arkadaşlarımız bu söze güvenip buldukları işinden ayrıldılar. Ama 6 saat kapıda bekletildikten sonra bir kez daha kandırıldık.

Ama biz artık fabrikada çalışan arkadaşlarımızı düşünerek markanın uğur tekstil ile ilişkisini kesmesi ve  fabrikanın kapanma ihtimalinin önüne geçmek için eylemlerimize son verdiğimizi, bundan sonra mücadelemizi hukuki anlamda sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildirmek isteriz.

Mücadelemizde hep yanımızda olan başta BİRTEK-SEN genel başkanı sayın Mehmet Türkmen e, çok değerli parti ve kurum temsilcilerine, sesimizi duyuran çok değerli basın kuruluşlarına, basın emekçilerine, sesimize ses olan bütün dostlara çok teşekkür ederiz. Hakkınızı helal edin.

Biz bir direniş destanı yazarken ihanetin kitabını yazanDİSK/Tekstil  sendikasının ‘Çantacı’ başkanı Kazım Doğan’a ve patrona sonradan ortak olan sözde sol bir partili küçük ortağı ve avukatına arka çıkıp bize sırtını dönenleri de yazdık deftere. hiç bir şeyi unutmayacağız.

Burda sözü edilen Uğur Tekstil’in ‘küçük ortağı’ ve avukatın HDP’li olduğu doğru. Ancak biz HDP’nin servan gibi patronların ve patron avukatlarının partisi olmadığını ve gerçek HDP’lilerin hep yanımızda olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunların yaptıklarını hdp’ye mal etmiyoruz.

Aramızda çok sayıda HDP’li işçi var. Hep yanımızda olan HDP merkezi ve HDP vekilleri Urfa’da ki bu yanlışa el atsınlar lütfen.

Aynı şekilde burdaki KESK’lilerin tutumunu da tüm KESK’e mal etmiyoruz. Kimse böyle bir haksızlık yapmasın lütfen. Ülkenin her yerinde bize destek oldular”