İmamoğlu: “Reisvari” Rest ve Kısmi Geri Adım

Adı, muhafeletin “reisçi tek adam rejiminden” parlamenter sisteme geri dönüş için büyük umut bağladığı 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanlığı adaylığı için sık sık geçen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisinin yankıları sürüyor. İmamoğlu, seyahati sırasında iktidarın, Nagehan Alçı gibi gazeteci adı altında operasyonel aparatlığını yapan isimlerle kendisine tahsis edilen otobüste aynı karede yer almıştı. Tepki çeken bu görüntünün ardından önce İBB Sözcüsü Murat Ongun “Biz bu tartışmaları önemsemiyoruz. Bu eleştiriler 200-300 kişinin kendi arasındaki yorumları, eleştirileridir” ifadelerini kullanmış, ardından da İmamoğlu, Erdoğan’a benzer bir üslupla “Bugün Nagehan Hanım gelmiştir, yarın örneğin Abdülkadir Selvi’yi davet etmek istiyorum. Bir fotoğraf üzerinden kurban etmeye çalışan insanlar olabilir, ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” demişti. Ekrem İmamoğlu bugün yaptığı açıklamada, Ben çifti çocuğuyum, benden kibir doğmaz. Bu yakıştırmaları yapan arkadaşlardan sadece dün bir konuşmada yaptığım vız gelir tırıs gelir lafından ötürü özür diliyorum” diyerek kısmi bir geri adım attı.

İmamoğlu’nun bu kısmi geri adımı, son iki gündür kendisine yönelen tepkilerde azalmaya yol açmazken, 2023’te yapılacağı konuşulan seçimlere, artan yoksullaşma, göçmenler üzerinden yükselen ırkçılık, HDP’ye yönelik saldırılar ve iktidarın mevcut otoriterliğinin yanı sıra, “muhalefete” hakim olan farklı tonlardaki sağcılık ile “reisvari” bir kibirle gidileceğini gösterdi.

Gerilim Neden ve Nasıl Başladı?

Hafta başında Karadeniz turuna çıkan Ekrem İmamoğlu, Rize’nin Çayeli, Pazar, Ardeşen, Fındıklı ilçelerinin ardından Artvin Arhavi, Hopa, Kemalpaşa ve son olarak Trabzon’da meydan konuşmaları yaptı. Seyahat sırasında, Erdoğan’ın dış gezilerden dönüşte uçağında, gazeteci titri taşıyan iktidar memurlarıyla verdiği pozun bir benzerini otobüste veren İmamoğlu, tepkilerin odağına yerleşmişti. Zira muhafetin ciddi bir kesiminin, Erdoğan sonrası geçiş döneminde cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istediği İmamoğlu, Nagehan Alçı, Milliyet, Türkiye gazetesi ve TGRT’den “köşe yazarları” ve başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığı yapmış olan Akif Beki ile aynı karede yer aldı. Bu isimlerin yanı sıra İmamoğlu’nun otobüsünde kamuoyunda “beşli çete” olarak tanınan, iktidara yakın talan ve yağma şirketlerinden Cengiz İnşaat’ın patronu Mehmet Cengiz’e yakınlığı ile bilinen Ertuğrul Özkök de yer alıyordu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “hesaplaşacağız” dediği Cengiz için, önceki gün bir televizyon programında Ertuğrul Özkök “Sizin çete olarak lanse edilmeniz doğru değil” yorumunu yaparken İmamoğlu da, “İntikamı değil, helalleşmeyi öne çıkarmalıyız.” sözleriyle, otobüsünde hemen yan koltuğuna oturttuğu Özkök’le benzer bir yaklaşımda olduğunu ortaya koyarken Kılıçdaroğlu’nun “hesaplaşma” vaadinin altını boşalttı.

Gazetecilere Ayrımcılık ve Eleştiriye Tahammülsüzlükte AKP Yöntemi

İmamoğlu’nun Karadeniz gezisinden tepki çeken uygulamalardan bir başkası da, “otobüs gazetecileri(!)” ve muhalif medya mensuplarına gösterilen ayrımcılıktı. Tele1 muhabiri Engin Açar, bazı “gazetecilerin” VIP araca alındığını ve onların gezi boyunca ayrı bir protokole tabi tutulduğunu, yemek yemek için gidilen lokantada da o “gazetecilerin” İmamoğlu ile protokol masasına oturtulduğunu, kendilerinin ise ayakta kaldığını belirtti. Engin Açar, gezi izlenimlerini kaleme aldığı yazısında uygulanan ayrımcılığı İstanbul Hava Limanı’ndan sabah 07:15 uçağı ile yola çıkılmasından itibaren detaylarıyla aktardı. AKP döneminde başlayan ve belli bazı köşe yazarların, Ankara temsilcilerinin ve genel yayın yönetmenlerinin gezilere davet edilmesi uygulaması da, gazetecilik mesleği ilkeleri açısından tartışılıyordu. İmamoğlu’nun bu ayrımcı uygulamayı devam ettirmesi eleştirilerin bir başka başlığını oluşturdu.

Öte yandan CHP Trabzon Gençlik Kolları İl Başkan Yardımcısı Mete Duringa, Ekrem İmamoğlu’nun Nagehan Alçı ile aynı fotoğrafta çıkmasını sosyal medyada paylaşması üzerine parti tarafından aranıp istifa etmesinin istendiğini açıkladı.

Yaşadığımız coğrafyada, inşa etmeye çalıştığı otoriter rejimi kurumsallaştımak isteyen, bunu yaparken de “içeriden de” dahil olmak üzere tüm eleştirileri susturmaya çalışan AKP’de gördüğümüz örneklere benzer bir yöntemle “istifası istenen” Mete Duringa, “Siyaset bir oyun sahnesi. Bizlerin amacı ülkeyi kurtarmak. Birilerinin arkasına takılıp gitmek değil.” sözleriyle tepkisini ortaya koydu.