Fransa’dan Liberter Komünist Birlik (Union Communiste Libertaire /UCL) İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısına dair bir bildiri yayınladı. Bildiride İsrail’in işgal, sömürgeleştirme ve Filistin halkının açık ve derin bir ayrımcılığa uğradığı apartheid rejiminin son bulmasının barışı getirmenin tek koşulu olduğu vurgusu başlığa taşındı.
7 Ekim’de başlayan “Aksa Tufanı” saldırısının Suudi Arabistan’ın da aralarında olduğu Körfez ve Arap devletlerinin İsrail ile normalleşme süreçlerine ve İsrail’e destek veren ABD/AB ülkelerine bir tepki olduğunun belirtildiği bildiride, operasyonun başladığı gün ile 1973 Arap-İsrail (Yom Kippur) Savaşı’nın tarihsel benzeşmesine dikkat çekiliyor.
Bildiride ayrıca, ağır saldırı altındaki Gazze’de elektrik, su başta olmak üzere sivil alt yapı sistemlerinin de Netanyahu hükümetinin emriyle kesintiye uğratıldığı belirtilirken, bir süredir protestolar altındaki Netanyahu’nun, İsrail kamuoyunda bir miktar karşılığı olan Filistin’e yönelik güvenlik/otoriter uygulamaları yükselttiği belirtiliyor.
Liberter Komünist Birlik, Filistin’de özyönetime ve çok etnisiteye dayanan,özgürlükçü, laik ve demokratik bir federasyonun Filistin halkının kurtuluşu olduğuna dikkat çekerken, bu noktada Haziran 2020’de kaleme aldıkları “Filistin’in Özgürlüğü için Laiklik ve Demokrasi” başlıklı bildirgeyi hatırlatıyor.
İsrail ve Hamas’ın politik stratejilerinden sivillerin mağdur olduğunu belirten Liberter Komünist Birlik, bununla birlikte Filistin direnişinin “terörist” olarak tanımlanmasına da karşı çıktıklarının altını çiziyor. Bildiride ayrıca Hamas’ın Müslüman Kardeşler ve otoriter İran rejimiyle bağlantılarına dikkat çekiliyor.
Filistin’de uzun vadeli çözüm için İsrail’in apartheid ve sömürgeleştirme uygulamasının son bulmasının yanı sıra, mültecilerin geri dönüşü vurgusuna da bildiride yer veriliyor.
Hamas’ın ideolojisini paylaşmadığını ve Filistin halkının direnişini selamladığını belirten Liberter Komünist Birlik’in bildirisi şöyle sonlanıyor:
“İsrail ordusu ve Hamas tarafından uygulanan ve her iki tarafta da sivil halkı ağır şekilde etkileyen şiddete son verilmesi çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkının haklı özlemlerini özünde barındırmayan Hamas’ın ideolojisini paylaşmıyoruz. Filistin direnişini ve kurtuluş mücadelesini destekliyoruz. Bu mücadelede bazen şiddet içeren stratejiler kullanmanın gerekliliğini, siyasi çıkmazın sonuçlarını anlıyoruz. İsrail Devleti’nin silahsızlandırılması ve Filistin halkının meşru taleplerine dayalı gerçek bir çözüm arayışı çağrısında bulunuyoruz. Bunlar çatışmanın kalıcı çözümü için gerekli koşullardır.”