İsrail devletinin Filistin topraklarındaki işgal politikalarına dair, Haaretz’de makaleler yazan Gideon Levy, 7 Ekim’den bu yana yaşananların, İsrail’in Filistin üzerinde yıllardır sürdürdüğü baskıların bedelinin olmayacağı düşüncesinin bir sonucu olduğunu vurguladı.
Yazısındabu düşüncelerini “…Tüm bunların arkasında İsrail kibri yatıyor; istediğimizi yapabileceğimiz, bunun bedelini asla ödemeyeceğimiz ve cezalandırılmayacağımız düşüncesi. Rahatsız edilmeden devam edeceğiz. Tutuklayacak, öldürecek, taciz edecek, mülksüzleştirecek ve pogromlarıyla meşgul olan yerleşimcileri koruyacağız.…” şeklinde ifade eden Levy, bunların devamında ırkçı/şeriatçı apartheid rejiminin işgal ettiği Filistin topraklarında Yahudilere ibadet özgürlüğü sağladığını şöyle belirtti:
“…Filistin topraklarında Yusuf’un Mezarı’nı, Othniel’in Mezarı’nı ve Yeşu’nun Sunağı’nı ve tabii ki Tapınak Tepesi’ni ziyaret edeceğiz; sadece Sukot’ta 5 binden fazla Yahudi ziyaret etmiş...”
“…Birkaç yüz kişi, acımasız bir bedel ödemeden 2 milyon insanı sonsuza kadar hapsetmenin imkansız olduğunu kanıtladı….” sözleriyle Filistin direnişinin İsrail kibrini yerle bir ettiğini ifade eden Gideon Levy, “...Şimdi İsrailli kurbanlar için acı acı ağlamalıyız ama aynı zamanda Gazze için de ağlamalıyız…” sözleriyle de İslamcı milisler tarafından katledilen -savaşta taraf olmayan- İsraillileri işaret etti ve yaşananlarda Başbakan Benyamin Netanyahu’nun sorumluluğunu hatırlattı. Gideon Levy’nin yazısının kalan kısmı şöyle:
Masum insanlara ateş açacağız, insanların gözlerini çıkaracağız ve yüzlerini parçalayacağız, kovacağız, el koyacağız, soyacağız, insanları yataklarından kaldıracağız, etnik temizlik yapacağız ve tabii ki Gazze Şeridi’ne yönelik inanılmaz kuşatmayı sürdüreceğiz ve her şey yoluna girecek.
Gazze’nin etrafına korkunç bir engel inşa edeceğiz -sadece yer altı duvarı 3 milyar şekele (765 milyon dolar) mal oldu- ve güvende olacağız. Ordunun 8 bin 200 siber istihbarat biriminin dahilerine ve her şeyi bilen Shin Bet güvenlik servisi ajanlarına güveneceğiz. Bizi zamanında uyaracaklar.
Sadece aşırı sağcı Milletvekili Zvi Sukkot ve yerleşimcileri korumak için ordunun yarısını Gazze sınırından Batı Şeria’daki Hawara sınırına nakledeceğiz. Ve hem Hawara’da hem de Gazze’ye açılan Erez Sınır Kapısı’nda her şey yoluna girecek.
Motivasyon yüksek olduğunda dünyanın en sofistike ve pahalı engelinin bile dumanlı eski bir buldozerle aşılabileceği ortaya çıktı. Bu kibirli bariyer, milyarlarca dolar akıtılmasına, tüm ünlü uzmanlara ve şişko müteahhitlere rağmen bisiklet ve mopedlerle aşılabiliyor.
Gazze’deki Filistinliler bir anlık özgürlük için her türlü bedeli ödemeye hazır. İsrail dersini alacak mı? Hayır.
Gazze’yi bastırmaya, on binlerce İsrail’de çalışma izni şeklinde birkaç kırıntı dağıtmaya -her zaman iyi hal şartına bağlı olarak- ve onları hâlâ hapiste tutmaya devam edeceğimizi düşündük. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile barış yapacaktık ve pek çok İsraillinin istediği gibi, tamamen silinene kadar Filistinliler unutulacaktı.
Çoğu siyasi tutuklu olan binlerce Filistinli mahkumu bazen yargılanmadan tutmaya devam edeceğiz. Ve onlarca yıldır hapiste olsalar bile serbest bırakılmalarını tartışmayı kabul etmeyeceğiz.
Onlara mahkumlarının ancak güç kullanarak özgürlüğe kavuşabileceklerini söyleyeceğiz. Tüm bunlarla uğraşmak istemediğimiz için diplomatik bir çözüm girişimini küstahça reddetmeyi sürdüreceğimizi ve her şeyin sonsuza kadar bu şekilde devam edeceğini düşündük.
Bunun böyle olmadığı bir kez daha kanıtlandı. Birkaç yüz silahlı Filistinli bariyeri aştı ve hiçbir İsraillinin hayal bile edemeyeceği bir şekilde İsrail’i işgal etti. Birkaç yüz kişi, acımasız bir bedel ödemeden 2 milyon insanı sonsuza kadar hapsetmenin imkansız olduğunu kanıtladı.
Cumartesi günü, dumanlı eski Filistin buldozeri dünyanın en akıllı bariyerini delip geçerken, İsrail’in kibrini ve rehavetini de parçaladı. Ve aynı zamanda Gazze’ye ara sıra intihar uçaklarıyla saldırmanın -ve onları dünyanın yarısına satmanın- güvenliği sağlamak için yeterli olduğu fikrini de bu şekilde parçaladı.
Cumartesi günü İsrail daha önce hiç görmediği görüntüler gördü. Şehirlerinde devriye gezen Filistin araçları, Gazze kapılarından giren bisiklet sürücüleri. Bu fotoğraflar kibri yerle bir ediyor. Gazze’deki Filistinliler bir anlık özgürlük için her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarına karar verdiler. Bunda bir umut var mı? Hayır. İsrail dersini alacak mı? Hayır.
Cumartesi günü Gazze’deki tüm mahalleleri yok etmekten, Şeridi işgal etmekten ve Gazze’yi “Daha önce hiç cezalandırılmadığı şekilde” cezalandırmaktan bahsediyorlardı. Ancak İsrail 1948’den bu yana Gazze’yi cezalandırmaktan bir an bile vazgeçmedi.
75 yıllık istismarın ardından, bir kez daha mümkün olan en kötü senaryo onu bekliyor. “Gazze’yi dümdüz etme” tehditleri tek bir şeyi kanıtlıyor: Hiçbir şey öğrenmemişiz. İsrail bir kez daha ağır bir bedel ödüyor olsa da kibir burada kalmaya devam edecek.
Başbakan Benyamin Netanyahu yaşananlardan çok büyük bir sorumluluk taşıyor ve bedelini ödemek zorunda ama bu onunla başlamadı ve o gittikten sonra da bitmeyecek. Şimdi İsrailli kurbanlar için acı acı ağlamalıyız ama aynı zamanda Gazze için de ağlamalıyız.
Sakinlerinin çoğu İsrail tarafından yaratılmış mülteciler olan Gazze için… Tek bir gün bile özgürlüğü tatmamış olan Gazze için…