Danıştay, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nde çıkılması kararının iptali istemiyle açılan davayı görüştü. Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir, mütalaasında “İstanbul Sözleşmesi TBMM’de onaylandı, Cumhurbaşkanı feshedemez” dedi. Bir hafta önce görülen duruşmada da bir başka Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, kararın iptalini talep etmişti.
Danıştay Konferans Salonu’nda görülen ve Danıştay 10’uncu Daire Heyeti’nin baktığı duruşmaya çok sayıda avukat, kadın örgütü, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, sendika temsilcileri ve gazetecilerin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.
Duruşmada, müdahil örgüt, sendika, gazeteciler ve parlamenterlerin söz almasının ardından verilen ara sonrası, baro başkanlıklarının açtığı davalara geçildi. İlk olarak Manisa Barosu’ndan avukat Şahika Yılmaz söz aldı. İşlemin usulden reddini talep eden Yılmaz, “Biz burada İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı buradayız ancak bu sadece buz dağının görenen kısmı. Eğer siz yargı erki olarak bunu iptal etmezseniz yasamayı ele geçiren yürütme organı, yarın bir gün Yargı’nın yerine de geçecektir. Bu nedenle bu sadece bizim değil sizin de meselenizdir” diye konuştu. Yılmaz, davanın kabulünü talep etti.
Sonrasında Manisa Barosu avukatları, 2021 yılından bu yana katledilen kadınların isimlerini okudu. İsimlerin okunması sırasında salondaki kadınlar ayağa kalkarak, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları attı.
İnsan haklarına dair bir anlaşma olarak İstanbul Sözleşmesi’nin Anayasa’nın 97’nci maddesi gereğince yasalarında üzerinde olduğuna vurgu yapan davacı Mersin Barosu adına konuşan avukatlar, Cumhurbaşkanlığı’nın fesih kararının Anayasa’ya göre yok hükmünde olduğuna dikkat çekti ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.
Ardından davacı Giresun Barosu’nu temsilen baro başkanı Soner Karademir, dava konusu işlemin yetki gaspı olduğunu ifade ederken, mahkeme heyeti ve davalı vekil ve temsilcilerinin de hukuken bu düşüncede olduğunu aktardı. Karademir, “Kamu vicdanında vereceğiniz kararın kabul görmesi için kamu vicdanı şu an burada. O nedenle işiniz kolay. Burada hangi kararı verirseniz verin. Tarih bizi ve sizi özgürlük mücadelelerinde hangi safta yer aldığımızla yazacak” dedi.
Trabzon Barosu adına beyanlarda bulunan avukat Hande Burma, Anayasa’nın 104 ve 6’ncı maddelerine değindi. Fesih işleminin yapılmasına dair sebebi soran Burma, “İdari işlemin açıkça sebebinin içermesi gerekir ancak gerekçe yok. Basında sözleşmenin yerli ve milli olmadığı iddia ediliyordu. Halbuki İstanbul gibi güzide bir şehrimizde imzalamış” dedi. Burma, “Şiddetin yenilenmemesini nasıl sağlayacağız? Toplumun temeli dediğimi aileyi nasıl koruyacağız? İmzanın çekilmesinde kamu yararı yoktur. Sözleşme sadece kadınların değil hepimizin teminatıdır. O nedenle başka hiçbir güce dikkat vermeyerek mahkeme heyetinin davamızın kabulüne karar vereceğine inanıyorum” diye konuştu.
Eskişehir Barosu’nu temsilen söz alan avukat Duygu Akyol ise hukuki kılıfa bürünmüş bir çabanın hukuki bir zeminde tartışılmasının ona meşruiyet kazandıracağını ifade ederek, “Bu karar benim için yok hükmündedir” dedi. Bu davada esasın öne geçtiğini belirten Akyol, “Burada bizim yaşama hakkımıza müdahale eden aslında esasın kendisi olmuştur. 10 İstanbul Sözleşmesi de olsa bu mekanizmaları hayata geçiremezsek biz cinayetleri engelleyemeyiz. Zaten tam anlamıyla uygulayamamışken bir de fes edilmesinin sonuçlarını düşünün. Bu kararlar büyük cüretlere neden oluyor. Biz bir kişinin kararıyla Anayasasızlaşmanın önümüze set olmasını istemiyoruz. Kamuoyu İstanbul Sözleşmesi’ni istiyor. Burada yargıya düşen bu hukuksuzlaşmanın önüne geçmektir” şeklinde konuştu.
Ardından davacı olan diğer baro temsilcileri de İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshinin hukuksuzluğuna vurgu yaparak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etti.
Davacı beyanlarının ardından da, mahkeme başkanı sözü dava idare temsilcilerine verdi. Kararın Anayasa’ya uygun olduğunu iddia eden temsilciler, davaların reddini talep etti.
Sonrasında mahkeme başkanı, davacı tarafa ikinci defa söz verirken, Cumhurbaşkanlığı avukatlarına söz vermedi. Buna rağmen konuşmak isteyen Cumhurbaşkanlığı avukatlarının sözleri mahkeme başkanının itirazları ve duruşma salonundaki kadınların protesto alkışlarıyla kesildi.
Daha sonra mütalaasını sunan Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği düşünülmektedir” dedi ve Cumhurbaşkanlığı’nın İstanbul Sözleşmesi’nin fesihiyle ilgili aldığı kararın iptalini talep etti. Davanın geçtiğimiz hafta görülen duruşmasında da Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, aynı görüşü bildirmiş ve kararın iptalini talep etmişti.