Doktorlar ve Sağlık Çalışanları “Yasa Tasarısına” Karşı G(ö)revde

Meclis Genel Kurulu’na sunulan yasa tasarısının hak gaspı olduğunu belirten sağlık meslek örgütleri 15 Haziran günü için grev çağrısı yaptı. Sendika.org’da yer alan habere göre, sağlık meslek örgütleri çevrimiçi düzenledikleri basın toplantısında, söz konusu yasa tasarısının haklarına yönelik iyileştirme içermediğini vurguladılar.

Sağlık meslek örgütlerinin TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ortak basın açıklamasında sadece geçtiğimiz ay içinde 938 hekimin göç ettiği, sağlık çalışanlarının sağlıksızlık dayatan ve bununla beslenen bir sistem içinde görevlerini yapamadıkları belirtildi.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İşçileri Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim Sen), Kamu Diş Hekimleri Derneği (KADHED), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip Sen), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) imzası taşıyan ırtak açıklama şöyle:

Sağlıkta Dönüşüm Programı ile piyasalaşan; hastayı müşteri, hastaneleri işletme, bizleri köle gören Türkiye sağlık sistemi; pandemi ve krizlerin etkisiyle gittikçe tıkanmaktadır. Sağlık sisteminin tıkanmışlığının çözümü için sistemi gözden geçirip değiştirmek yerine; bizlere şiddet, yoksulluk, istifalar, göç, liyakatsizlik, niteliksiz eğitim, performans dayatması, mobbing, baskılar halka ise evlerde oluşan sanal kuyruklar, aylarca sonrasına alınabilen randevular, gittikçe artan kalemlerle cepten ödemeler, kamusal sağlık hizmetlerini tüketen düzenlemelerle özel hastanelere teşvik, sağlıkta eşitsizlik reva görülmektedir.

Koruyan değil hastalık üreten bu sistem daha fazla hasta, daha fazla hastalık ile kâr etmeyi hedeflerken, bizlere de mesleki tatminsizlik, daha yoğun geçen çalışma saatleri, daha uzun mesailer, daha büyük duygusal yük olarak yansımaktadır. Bu yılın daha mayıs ayında hekim göçü 938 sayısına ulaşmış, giderek artan intiharların en son örneği daha dün 9 Eylül Tıp Fakültesi’nde yaşanmışken ekran başlarında, Meclis komisyon odalarında emeğimiz ve mesleklerimiz ile adeta alay edilmektedir. Oyalama taktikler ile mücadelemiz zayıflatılmaya çalışılmaktadır. Ama yılmıyoruz, biz her bir can için inatla tedaviyi sürdüren, ısrarla yaşamı savunanlar, mesleğinin inadını, umudunu koruyanlar, haklarımız için mücadele vermeye devam ediyoruz, edeceğiz.