CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, dün binasının önüne giderek, “Bu kuruluşun hedefleri arasında gayri nizami harp eğitimi var. Yani, sabotaj, baskın, pusu kurma, tahrip, suikast ve tedhiş. Arapça ‘tedhiş’, Türkçesi de ‘terör’. Burası aynı zamanda terörist yetiştiren de bir kuruluştur” açıklaması yapmasıyla, iktidarın paramiliter aparatı SADAT tekrar Türkiye gündemine geldi. Geçtiğimiz yıl bugünlerde Sedat Peker videolarıyla gündeme gelen SADAT’ın adı Deniz Poyraz cinayeti ile de anılmıştı.
28 Şubat 1997 Darbesi sonrası TSK’den uzaklaştırılan Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından, siyasal islamın “tarih sembolizmine” uygun biçimde 28 Şubat 2012’de kurulan Savunma Danışmanlık’ın kısaltması olarak kullanılan SADAT isminin, yine sembolik bir atıfla Arapçada “seyitler” anlamına geldiği için seçildiği kurucu üyeler tarafından belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinde bulunan ancak, “Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız” sözleri nedeniyle 8 Ocak 2020’de istifa eden Adnan Tanrıverdi’nin başında bulunduğu SADAT kendisini “uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek Türk şirketi” olarak tanımlıyor. Adnan Tanrıverdi ise, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) ve Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) kurucu üyelerinden. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Tanrıverdi, adı kontrgerilla faaliyetleri ile de gündeme gelen Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve Kuzey Kıbrıs’taki Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. 15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı olan ve şimdi Savunma Bakanlığı görevinde bulunan Hulusi Akar da, Kara Harp Akademisi’nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biriydi. Tuğgeneralliğe yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edildi. Tanrıverdi, daha sonra kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’ni (ASDER) kurdu ve 5 yıl boyunca kurumun genel başkanlığını pozisyonunda bulundu. Tanrıverdi, SADAT’ı kurmadan önce ABD’de, askeri strateji alanında danışmanlık yapan özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.
Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da belediye başkanlığı yaptığı dönemde, İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapan Erdoğan’ın güvendiği isimler arasında yer alan Tanrıverdi’nin adı, 2016’da Erdoğan’ın başdanışmanlığına atandıktan sonra TSK’nn Suriye ve Libya’daki askeri varlığıyla daha sık gündeme geldi. Adnan Tanrıverdi’nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ASSAM ise, ‘ASRİKA (Asya-Afrika) Konfederasyonu Savunma Sistemi’ temasıyla İslâm Birliği Kongreleri gerçekleştiriyor. 2017 yılından itibaren her yıl “Uluslararası ASSAM İslâm Birliği Kongreleri” düzenleyen ASSAM, bu kongrelerde “İslam Ülkeleri Konfederasyonu”nun kurulması kararı alarak bir anayasa taslağı hazırladı. Aralık 2020’de düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan Tanrıverdi, “Konfederasyon merkezinden yürütülecek ortak savunma sistemi ile konfederasyona bağlı dokuz federal bölge ve bu federal bölgelere bağlı milli devletlerde kurulacak mutasavver savunma sisteminin usul ve esaslarının tespitidir. Uluslararası İslam Birliği Kongremizden sonra takip eden her yıl; müşterek dış politika, müşterek adalet sistemi, ortak asayiş ve güvenlik konularını sıra ile işleyerek 2023 yılı sonunda İslam ülkelerini bir irade altında toplayacak bir modeli ortaya koymayı hedeflemekteyiz.” siyasal iktidarla paralel bir “2023 tahayyülü” ortaya koymuştu.
SADAT’ın eğittiği kişilerin 15 Temmuz 2016’da kullanıldığı da o dönem çokça tartışılan bir konuydu. O geceye dair en önemli iddialardan biri de SADAT’ın öncülüğünde sivillere çok sayıda ağır silah dağıtıldığı konusu oldu. Söz konusu silahların şu an kimlerin elinde olduğu bilinmiyor. SADAT’ın kullandığı ve dağıttığı silah ve mühimmatların TSK’nin kayıt dışı envanterinden karşılandığı bugüne kadar birçok kez gündeme geldi.
Suriye Savaşı sırasında da TSK’nin cihatçı çeteleri silahlandırdığı “eğit-donat” programı kapsamında Kırşehir’deki askeri kampları kullandı. Kırşehir’in yanı sıra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın İzmit Gölcük’teki Ulaşlı Kampı’nı ve Suriye sınırında yer alan Antep ve Antakya’daki kampları kullanan SADAT, Sultan Murad Tugayları gibi cihatçı çeteleri örgütlerken, bu çetenin bazı mensuplarının IŞİD ile birlikte hareket ettikleri ortaya çıktı. Sedat Peker ise, 30 Mayıs 2021’de paylaştığı ifşaat videosunda, SADAT içindeki bir ekip tarafından, cihatçı terör çetesi Nusra Cephesi’ne silah ve araç yollandığını açıkladı. Peker, SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi’ye dair, “Ülkede korku iklimi yaratmak için silahlanın çağrısını yapmam ortak fikirdi. Oluk oluk kan dökülme çıkışını yapacağından haberdar değildik diyemezsiniz” şeklinde ifşaatta bulumuştu. Sedat Peker aynı açıklamada, “Araçların içinde silah var, saf çocuk değiliz. Olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından organize ediliyor. Benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi Arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler Nusra’ya gidiyor’ diyor. Ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı” diye konuştu. Peker’in SADAT ile ilişkisini ifşa ettiği ve ABD başta olmak üzere birçok devlet tarafından “terör örgütü” ilan edilen Nusra Cephesi, 2013’te IŞİD ile El Kaide arasında, “küresel cihat” konusundaki ideolojik çatışma sonucu El Kaide’ye biat etmişti.
SADAT’ın “danışman” kadrosunda 1980’li yıllarda devrimci tutsaklar üzerinde ilaç denediği iddia edilen Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Nevzat Tarhan da bulunuyor. İddialara göre Tarhan’ın da yöneticileri arasında olduğu HZİ (Hatice Zahit İtil) Nöropsikiyatri Vakfı’nın Gayrettepe’deki merkezinde 12 Eylül darbesi sonrası devrimciler üzerinde ABD’de piyasaya çıkacak olan bazı ilaçların denemesi yapıldığı söylenmişti.
SADAT’ın adının karıştığı provokasyonlardan bir başkası da, Temmuz 2016’da Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yapılan bir askeri operasyon oldu. Söz konusu operasyonda 34 köylü SADAT ile ilişkili olduğu öğrenilen “özel bir birim” tarafından katledilmek istendi. Dönemin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, düzenlediği basın toplantısında katliam girişimine dair “Bir birim geliyor. Sakallı, kollarında Arapça yazısı olan bir ekip benzin getirtip köylüleri yakmaya çalışıyor. ‘Yakacağız’ diyor.” ifadelerini kullanmıştı.
SADAT, en son HDP İzmir İl Örgütü binasında parti çalışanı Deniz Poyraz’ın 17 Haziran 2021’de katledilmesi ile gündeme geldi. SADAT’ın, Poyraz’ı katleden Onur Gencer’i Suriye’de eğittiği iddia edild