AYM’den Ethem Sarısülük Kararı: “Yaşam hakkı ihlal edilmemiştir”

Ethem Sarısülük, 1 Haziran 2013’te Ankara’da düzenlenen Gezi Direnişi esnasında, Ahmet Şahbaz isimli polisin Sarısülük’ü yakın mesafeden başından vurmasıyla yaralanmış, kaldırıldığı hastanede 14 Haziran günü yaşamını yitirmişti.

Yargılama sonucunda polis 14 ay hapishanede yatmış, ardından 15 bin TL para cezasıyla salıverilmişti. Cinayetin etkin soruşturulmaması sebebiyle Sarısülük ailesi Anayasa Mahkeme’sine bireysel başvuruda bulundu.

“Yaşam hakkı ihlal edilmemiştir”

Mahkeme, cinayetin etkili bir şekilde yürütüldüğüne kanaat getirerek, Ethem Sarısülük’ün yaşam hakkının usül yönünden ihlal edilmediğine karar verdi.

AYM Başkanı Zühtü Arslan ve 5 AYM üyesinin karşı oy kullandığı oylama sonucunda karar oy çokluğu ile kabul edildi.

Yüksek Mahkeme, polis Ahmet Şahbaz’a verilen 15 bin TL cezaya ilişkin şunları söyledi: “14 ay süreyle tutuklu yargılanan sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının meydana gelen netice ile orantılı olmadığının değerlendirilmesi mümkün değildir. Adli makamların hükmettiği cezanın türü ve miktarı konusundaki takdirine saygı gösterilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.”

Karara karşı oy kullanan AYM Başkanı Zühtü Arslan, karara ilişkin şunları söyledi:

“Yargılama yerinin değiştirilmesi ve buna ilişkin ikna edici gerekçelerin ortaya konulamaması bir bütün olarak mahkemenin tarafsızlığı konusunda tereddütlere neden olmuştur.

Yaşam hakkının söz konusu olduğu bir yargılamanın sonunda hükmedilen bir “adli para cezası”nın meydana gelen netice ile orantılı olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira meydana gelen netice bir kişinin yaşamının sona ermesidir. Bu derece ağır bir sonucun alt sınıra yakın bir adli para cezasıyla tecziyesi cezasızlık durumu ortaya çıkarır.

Tek sanıklı ve karmaşık olmayan bir davanın olduğu, olaya ilişkin görüntülerin ve diğer delillerin de toplandığı, üstelik soruşturma evresinin bir buçuk ayda tamamlandığı dikkate alındığında altı yıla yaklaşan yargılama süresinin makul olduğu söylenemez.

Açıklanan gerekçelerle Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğini düşündüğümden çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.”