Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için gerçekleştirilen eylemin 382. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde basın açıklaması yaptı.
“Tedavi haktır engellenemez hasta mahpuslar serbest bırakılsın” yazılı pankartın taşındığı açıklamada konuşan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, Metris 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan 58 yaşındaki ağır hasta tutsak Turan Çabuk’un durumuna dikkati çekti.
Daha Önce Tahliye Edilmişti
Çevirmen, birçok hastalığı bulunan Çabuk’a 21 Mayıs 2019’da böbrek kanseri tanısı konulması üzerine acil böbrek ameliyatı olması için ailesi tarafından yapılan tahliye başvurusuyla 23 Mayıs 2019’da tahliye edildiğini belirtti. Çabuk’un tahliyenin ardından ameliyat olduğunu dile getiren Çevirmen, “Ameliyattan sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi’nin 5 Şubat tarihli nükleer tıp sonuç raporuna göre, beyinde 13 mm çapında nodüler lezyon, sol akciğer lobda 14 mm çapında nodül, her iki akciğerde yaygın olarak izlenen solid nodüller görülmüş ve metastaz yaptığı anlaşılmıştır” dedi.
Çabuk’un tedavileri devam ederken Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 25 Mart’ta cezasının onandığını ifade eden Çevirmen, “Yargıtay’ca onanarak cezası kesinleşen Turan Çabuk’un avukatı tarafından cezanın infazına başlanmadan önce 18 Haziran 2021 tarihinde Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına ev hapsi dahil olmak üzere bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutularak hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi için talepte bulunulmuştur. Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı 22 Haziran’da talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun bu karara karşı Ağrı İnfaz Hâkimliğine yaptığı başvuru ise; hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesine yönelik yasa maddelerinin, ‘terör’ suçlarından mahkum olanlar hakkında uygulanmayacağı ve ayrıca yapılan itiraza yönelik herhangi bir somut bilgi, belge veya delil bulunmadığı gerekçesiyle 07 Temmuz 2021 tarihinde reddedilmiştir. Başvurucu, infazın ertelenmesi talebine ilişkin itiraz süreci henüz karara bağlanmadan 12 Temmuz 2021 tarihinde Van F Tipi Cezaevine konulmuştur” dedi.
Hastane Hapishanede Kalamaz Dedi
Üniversite hastanesinin raporuna Adli Tıp Kurumu’nun engel olduğunu belirten Çevirmen, “Turan Çabuk’un avukatı tarafından, tedbir talepli olarak 09 Eylül 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştır. AYM tarafından da Ceza İnfaz Kurumu’ndan bilgi istenmiştir. Ceza İnfaz Kurumu tarafından verilen bilgiye göre, ‘Evre 4 metastik renal hücreli karsinom akciğer ve beyin metastazı olduğunu, ilaç tedavisinin devam ettiğini, hastanede onkoloji tedavisi düzenlendiğini, reçete edilen ilaçların kendisine teslim edildiğini, cezaevi tabipliği tarafından sevk edildiği hastanelere zamanında götürüldüğünü, cezanın infazının tehiri için cezaevi şartlarında tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğine dair Yüzüncü Üniversitesinden rapor aldırıldığını, Adli Tıp Kurumuna sevki için gerekli işlemlerin başlatıldığını, üç kişilik odada barındırıldığı’ bildirmiştir” dedi.
Adli Tıp Kurumu Hastaneyi Reddetti
AYM’nin 21 Eylül’de Çabuk için tahliye edilmesine yönelik tedbir talebinin reddine karar verdiğine değinen Çevirmen, “Avukat tarafından 13 Aralık 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesinin anılan tedbir kararını vermesinden sonra bazı gelişmelerin yaşandığını belirterek yeniden tedbir kararı verilmesini talep edilmiştir. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nca 1 Aralık 2021 tarihinde ‘hayatını cezaevinde devam ettirebilir’ şeklinde rapor düzenlenmiştir” şeklinde konuştu. Çevirmen, AYM’nin ATK raporuna uyarak 14 Aralık’ta Çabuk’un tahliyesinin reddine karar verdiğini belirtti.
Çevirmen, tüm başvurulara rağmen hala tahliye edilmeyen ağır kanser hastası Turan Çabuk’un yaşamının risk altında olduğunu belirterek, hapishanede tedavisinin yapılamayacağının açık olduğunu kaydetti. Çevirmen, şöyle konuştu: “Üniversite hastanesinden cezaevinde kalamayacağına dair raporu alınan ve tedbir talepli AYM’ye başvurusu reddedilen ve ATK tarafından da cezaevinde kalabileceğine dair rapor düzenlenen Turan Çabuk’un hapishanede kaldığı her gün yaşam hakkının elinden alındığı açıktır ve bir an önce tahliye edilmelidir.”
Kaynak: MA